VARİS HASTALIĞI VE TEDAVİSİ
Halk arasında varis olarak bilinen venöz yetmezlik batı toplumlarında %20 gibi yüksek bir görülme oranına sahip bir hastalıktır. Kadın cinsiyet, uzun süreli ayakta kalmak veya oturmak, hormonal etkiler ve aile hikayesi önemli risk faktörleridir. Hastaların bacaklarında ağırlık ve yorgunluk hissi, ağrı ve gece krampları başlıca yakınmalardır. İleri dönemde çap artışı, şişlik, ciltte incelme ve parlaklaşma, renk değişikliği (pigmentasyon), dirençli kanamalar, zor iyileşen ülserasyonlar gibi daha ciddi tablolar karşımıza çıkabilir. Tanıda klinik hikaye ve muayene olsa da Doppler Ultrasonografi bulguları belirleyicidir. Doppler incelemesinin bu tetkikin eğitimini almış Radyoloji uzmanları tarafından yapılması kritik önem taşır.
Klinik muayene ve Doppler Ultrasonografi bulguları sonrasında tedavisine karar verilen hastalar için, ısı bazlı ve ısı bazlı olmayan ablasyon tedavileri mevcuttur. Isı bazlı teknolojiler, lazer, radyofrekans ve buhar bazlı tedavilerdir. Isı bazlı olmayan tedaviler skleroterapi denilen köpük ve yapıştırıcılar (siyanoakrilat) dır. Bu tedaviler genel ya da spinal anesteziye gerek olmadan gerçekleştirilebilen etkili yöntemlerdir. Bu terapiler hastane yatışına gerek olmayan günübirlik tedavilerdir.
Hastaya çok hafif bir anestezi verildikten sonra yetmezliğe sebep olan toplardamar segmentinden ultrason eşliğinde giriş yapılarak küçük damar kılıfları yerleştirilir. Damar kılıfının içerisinden yerleştirilen özel kataterler yardımıyla kasık bölgesinden yüzeyel sistemin derin sisteme döküldüğü bileşkenin hemen 2 cm öncesine ulaşılır. Bu kataterlerden verilen yüksek ısı yardımıyla giriş noktasına kadar yetmezliğe sebep olan damar kapatılır.
Bu tedavilerin yaklaşık hepsi için 5 senelik toplardamarın kapalı kalma oranları %90’ın üzerinde olup oldukça başarılı ve etkin tedavi yöntemleridir.